Mantar Hastalıkları
Mantar hastalıkları erken teşhis yapılması gereken ve doğru ilaç kullanılması gereken hastalıklardandır. Birçok mantar hastalığı bulunmaktadır, bu makalemizde mantar hastalıklarını inceleyip bu hastalıklar için ne yapabiliriz bunları anlatacağım.
Mantarlar bakterilerden farklı büyürler. Bazıları uygun şartlarda karakteristik özelliklerini kazanana kadar spor adı verilen dirençli formda kalırlar. Maya gibi diğerleri ise tomurcuklanarak ürerler ve yeni organizmalar oluştururlar. Bazısı küf gibi görünür. Bazısı bir alanı istila eder ve sümüksü bir görünüm alır. Bazı mantarlar hareketlidir, kamçı benzeri uzantılarıyla ilerlerler.
Saprolegnıa Mantarı
Bu hastalık genellikle akvaryum balıklarında görülmez tedavisinde kullanılan ilaç tedavülden kalktı o yüzden ilacın içeriğini paylaşıyorum tanım yaparken ve kullanırken çok dikkatli olunmalıdır.
Teşhis: Balığın vücudunda beyaz sümüksü, yassı bir yama teşhis konusunda yardımcı olur.
Tedavi: Hasta olan balıkları karantina akvaryumuna alınız.
- 1- Her 4 litre su için 2 damla nitromersol içerikli solüsyonun mikro organizmaları öldürmek için yeterlidir.
- 2- Tuz tedavisi ( Her 100 litre için 1 su bardağı eritilmiş tuz)
- 3- Isı tedavisi (Isıyı 30-31 dereceye kadar çıkartın)
- 4- Balığı ıslak bir havluda tutarak mantar olan bölgelere hidrojen peroksit uygulayın. Dezenfekte olması için akvaryuma geri koymadan önce bir süre bekleyin.
- 5- Sirke Tedavisi ( Her 100 litre için 1 çay bardağı sirke (üzüm veya elma sirkesi))
- 6- Metilen mavisi
Ağız mantarı
Sık görülen bir lepistes hastalığıdır. Balığın ağzını kapamasını engelleyen küçük beyaz bir noktadan bütün ağzını dolduran süngerimsi bir yapıya dönüşür ve balık ölür. Ağızdaki pamuk benzeri lezyon mikroskop altında incelendiğinde birçok hareketli organizma görülebilir. Büyüme sadece ağızda olmaz dokunun kenarlarından ilerler. Birçok insan bu lezyonun balığın yemesini engellediğini ve açlıktan öldüğünü düşünür ama asıl durum böyle değildir. Ağızdan girmesi zorunlu olan ve solungaçlardan geçen su akışı kesilmiştir, bu da balığı öldüren sebeptir. Hasta balık tamamen ilgisizdir ve iyi havalandırılan tanklarda bile yüzeyde asılı duruyordur.
Tedavi
- 1- Aureomycin 250 mg 40 litrelik tank için
- 2- Mercurokrom, her 4 litre için bir damla, mikro organizmayı yok ettiği söylenir
- 3- Metaphen, her 10 litre için 2 damla
Taç mantarı
Mantar küçük bir noktadan yukarı ve etrafa doğru yayılıyor ve minyatür bir taç veya güneş ışınları gibi gözüküyorsa bu muhtemelen taç mantarıdır. Işınlar kaybolmadan önce bir inçin sekizde biri kadar uzayabilir.
Tedavi
- 1- Mercurokrom
- 2- Noktaya hidrojen peroksit ile dokunun
- 3- Aureomycin, her galon için 50-100 mg ve 3 gün sonra su değişimi yapılmalıdır.
Yüzgeç ve Kuyruk mantarı
Bazen yüzgeçlerde veya kuyrukta grimsi- beyazımsı lekeler ortaya çıkar, bu alanları eritir ve balığın yüzmesini engeller. Isının çok düşük olduğu ortamlarda daha çok görülür.
Tedavi
- 1- Isıyı yükselt
- 2- Balığı nemli bir bezde tut ve hidrojen peroksit uygula. Eğer sadece kuyruktaysa kuyruğun hidrojen peroksit içinde serbestçe yüzmesine izin ver. Etkilenen kısım düşecektir.
- 3- Mercurokrom
- 4- Tanka veya direkt balığa metaphen
Solungaç Mantarı
Birçok organizma neden olabilir. Solungaçlar normalde olduğundan daha kırmızıdır. Hastalık yavaş ilerler. Daha yaşlı balıklarda aşırı zayıflık görülebilir, balık yer ama yeteri kadar değildir ve garip bir şekilde yüzer. Bazı uzmanlar viral bazıları bakteriyel olduğunu düşünür ancak etken çoğunlukla mantardır.
Tedavi
Etkilenen balıklar nadiren iyileştiği için en iyi yol hastalık işaretleri göstermeye başladığında balıktan kurtulmak gibi gözükmektedir. Denenmiş ancak solungaç hastalığını tedavi etmede başarısız olmuş ilaçlar; aureomisin, penisilin, terramisin ve hidrojen peroksittir. Bazı antibiyotiklerle başarı bildirilmişse de hastalığın nedeni değişken olduğundan tedavi her zaman başarılı değildir.
- 1- Metafen
- 2- Mercurokrom
- 3- potasyum permanganat
- 4- Balıklara biraz daha fazla yer verin
- 5- Büyük yavrular ve yetişkin balıklar için tuz ekleyin
Yüzgeç Erimesi
Yüzgeçlerde, özellikle kuyrukta erime varsa, eriyen yüzgecin ucunda pamuğumsu veya koyu renk bir şerit varsa buna yüzgeç erimesi (İngilizce adı fin rot) denir. Yüzgeç erimesi özellikle stresten olur ve önemli bir sebebin sonucu olarak gelişir. Yapılacak ilk iş balığı tedavi etmeden önce yüzgeçlerinin erimesine sebep olacak kadar onu strese sokan sebebi bulmaktır. Sebepler arasında nitrit-nitrat zehirlenmesi, saldırgan bir balık, ciddi bir şekilde hastalanması, veya uzun bir yolculuğa çıkması sayılabilir. Bunları kontrol edin.
Balıkların vücudunu kaplayan koruyucu tabakaları vardır. Onları elinizde tuttuysanız vücutlarının kaygan olduğunu, ve balığı salsanız bile kayganlığın bir süre parmaklarınızdan gitmediğini fark etmişsinizdir. Bu koruyucu tabaka suda doğal olarak var olan birçok mantar veya bakteriyi uzak tutar. Balık strese girdiğinde tabakanın salgılanması sekteye uğrar veya tamamen engellenir. Zaten özellikle bu nedenden dolayı balığınızı stresten uzak tutun denir çok yerde. Balığın doğal kalkanı zayıfladığında veya yok olduğunda hastalıklara karşı savunmasız hale geliyor. En çabuk kaptığı enfeksiyon da yüzgeçlerde gösterir kendini.
Yüzgeç erimesini saldırgan bir balığın yüzgeçleri parçalaması ile karıştırmayın lütfen. Bu tip saldırılar sonrası için yapılacak tedavi için Yaralanmalar kısmına bakabilirsiniz. Yukarıda yüzgeç erimesine sebep olabilecekler arasında saldırgan bir balığı kastemin nedeni ‘saldırı hareketlerinin diğer balık üzerinde yarattığı stresten dolayı oluşan erimedir’. Sürekli kaçmak zorunda kalmaktan veya saklanmaktan dolayı balık strese girer,bir köşeye sıkışıp kalır ve yem yiyemeyecek cesareti bile bulamaz kendinde. Genelde bu belirtileri erime takip eder. Oysa yüzgeçler ısırıldığında uçları parçalanmış gibi durur, ama parçalanmış kısımların ucunda pamuğumsu oluşumlar veya koyu kırmızı renkte bir şerit yoktur. Erime görürseniz öncelikle fungal mı yoksa bakteriyel bir enfeksiyon mu ona karar verin. İkisinin tedavisi birbirinden farklı olacaktır.
Fungal enfeksyonlar
Fungal enfeksiyonlar genelde saldırı sonrası stresi veya vücutta meydana gelen bir yaralanma sonrası meydana gelirler ve bulaşıcı değillerdir, yani tüm tankı bu durumda ilaçlamanıza gerek yoktur. Enfeksiyon oluşturabilecek mantarlar arasında saprolegnia, achyla, aphanomyces, branchiomyces, ıchtyophonus ve pythium gibi mantarlar vardır. Fungal enfeksiyonlarının görünüşleri beyaz veya kirli sarı bir pamuğa benzer. Zaten Columnaris dışında vücutta oluşan tüm pamuğumsu oluşumlar bir fungal enfeksiyondur. Tedavisi bakteriyel enfeksiyonlarla karşılaştırıldığında nispeten kolaydır. Balık elle tutulacak kadar büyükse onu elinize alın ve etkilenen bölgelerin üzerine bir pamuk yardımıyla nazikçe metilen mavisi sürün. Piayasada metilen mavisi bir Türk malı olan Contra- Ichthyo ismi altında satılıyor. Mercurochrome da kullanabilirsiniz. Mercurochrome’u sadece haricen kullanın, suya damlatmaya kalkmayın. Suya damlatarak yapılan tedavi ileride deneyimli olduktan sonra uygulayabilirsiniz çünkü çok dikkat gerektiriyor. Mercurochrome’u bir pamuğa damlatın, balığı elinize alın veya ıslak bir bez üzerine koyduktan sonra aynı metieln mavisi gibi yavaşça etkilenen bölgelere sürün ardından temiz su dolu tedavi tankına bırakın. Yüzgeçler çok fazla erimişse veya balık elle tutulamayacak kadar küçükse tedavi tankına alın,çünkü metilen mavisini suya damlatacaksınız bu durumda.
Tedavi
Her 10 litre suya 2 damla metilen mavisi damlatın ve balığı 24 saat boyunca bu ilaç banyosunda tutun. Tankı iyi havalandırmayı unutmayın. İkinci gün %50 su değişimi yapın. Erime durduysa ve pamuklar yok olduysa, ki büyük bir ihtimalle öyledir, metilen mavisini kesin. Pamuklar hala varsa tekrar metilen mavisi damlatın, ama bu sefer 10 litreye 1 damla ve gene 24 saat bekleyin. Tekrar %50 su değişimi yapın. Bu süre sonunda fungal enfeksiyon tamamen yok olacaktır. Tüm bunları uygularken balığınızı yemlemeyi unutmayın. Tedavi bitse bile balığı bir süre tedavi tankında tutun, kendine gelsin orada.Yüzgeçlerin ucunda siyah veya koyu kırmızı, kiremit rengi bir şerit varsa ve yüzgeç çok hızlı eriyorsa enfeksiyonun bakteriyel olduğuna şüphe yoktur. Bakteriyel enfeksiyonlar genelde kötü su koşullarında veya ülke içi, veya
uluslararası nakliyat sırasında ortaya çıkarlar. Tanka yeni koyduğunuz bir balık da sizin suyunuza alışmakta zorlanabilir ve bakteriyel enfeksiyon kapabilir. Bu nedenle tedavi ile birlikte su kalitesini de acilen yükseltin. Yüzgeçler tahmin edebileceğinizden daha hızlı erir, öyle ki 24 saat sonra yüzgeç tamamen yok oluyor. Yüzgeç erimesi ile beraber deride yaralar (lezyonlar) oluşuyorsa ve bu yaraların çevresi koyu kırmızı ise bu enfeksiyon Furunculosis’tir. Yaralar aslında derinin o noktada çürüdüğünü gösterir. Buna yol açan çeşitli bakterilerdir, ama ortak noktaları deride nekrotik lezyonlar (furuncul) açmak olduğundan hastalık bu adını alıyor. Goldfishlerde, koilerde, veya japon gibi soğuk su balıklarında bakteriyel yüzgeç erimesi oluştuğunda buna genelde Salmonidae familyasından Aeromonas salmonicidia neden olur. Yüzgeçlerden kısa sürede vücuda atlar ve kırmızı-kiremit rengi ülserler oluşturur. Aynı bakteri sıcak suda tropik balıkların üzerinde de etkili olur, ama onlarda daha çok furuncul oluşturur.
Diğer bilgiler
Bakteriyel enfeksiyonlu bir yüzgeci kendi halinde bırakmayın. Bu tip enfeksiyonlar, özellikle Furunculosis, bulaşıcıdır. Tankta yüksek oranda ölümlere sebep olurlar. Enfeksiyon kapmış balığı tedavi tankına koyun ve antibiyotik haricinde hiçbir ilaç koymayın, metilen mavisi veya malachite yeşili gibi ilaçların hiçbir etkisi olmaz. Aynı şekilde doğal tedavi olarak kullanabileceğiniz tuzun da bir faydası olmaz. Özellikle Nitrofurozan içeren gram negatif ve gram pozitif bakterilere karşı etkili olduğunu iddia eden antibiyotikleri alın. Kullanımdan önce su değişimini unutmayın ve filtrenin süngerini çıkartın. İlk günden sonra iyileşme belirtileri görseniz bile antibiyotiğe en az 3 gün devam edin. Tedaviyi yarıda keserseniz tekrar başa dönme olasılığınız yüksek. Üç günün sonunda şerit tamamen yok olmamışsa antibiyotiğe 2 gün daha devam edin. İlacın etkili olup olmadığını nasıl anlarsınız? Gözlemlerime göre yüzgeçler parça parça olmaya başlar ve uçlarından ince beyaz şeritler sarkar. Bu şeritler ölen bakterilerin olduğu deri parçalarıdır, tankta sağlayacağınız çok güçlü bir havalandırma onların daha çabuk kopmasını sağlayacaktır. Üç günün sonunda şeritler artık sarkmıyor ise ve yüzgeçlerin ucu temizse antibiyotiği o zaman kesin, şeritler sarkıyorsa hala iki gün daha devam edin. Bakteriler genelde gözle görebildiğinizden daha derine yerleşmiş olduklarından yüzgecin büyük çoğunluğu şerit şerit kopacaktır. Tedavi bittikten sonra %50 su değiştirin ve balığı tanktan çıkarmayın. Tekrar yüzgeçlerinin çıkmasını bekleyin. Onu o halde ana tanka atarsanız manevra kabiliyeti olmayan hantal bir balık olacağından ne diğerlerinin ona yapacağı ‘hoş geldin’ kovalamacasın dan kaçabilir ne de yem için mücadeleye girişebilir.
Akvaristler Sosyal Medya Platformu